Platini Abi... Ben de Fenerli'yim...

Yazıma, herkese, geçen sezon aynı takımların, hem Fenerbahçe'ye hem de Trabzonspor'a karşı nasıl oynadığını hatırlatarak başlamak istedim..

Şimdi gelelim konumuza; dün itibari ile Fenerbahçe'ye atılan çamurlar, yavaş yavaş dökülmeye başladı..

Ağızlarından salyalarını sağa sola saçarak 10 aydır bekleyenler büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar dün, Yıldırım Demirören'in açıklamalarıyla...

Ne diyorlardı bu salyacılar; Ey! Federasyon bir karar verin. Bir karar verin. Burada önemli nokta, "Karar" Kelimesi ile ifade edilmeye hatta kamuoyuna dikte edilmeye çalışılan şeye dikkat çekmek istiyorum.
Evet % 100 olmasa da dün gerçek bir karar'ın ucu göründü.
Ama ne oldu, "Karar" derken kastedilen, hatta bunun için kamuoyu oluşturulan, beklenen sonuç, çıkmadı.

Herkese şunu hatırlatırım ki, bu soruşturmada sadece Fenerbahçe'nin adı geçmemesine rağmen sadece Fenerbahçe bu işlerin içindeymiş gibi sürekli her yerde Fenerbahçe'nin konuşulması da ayrı bir olay. Fenerbahçe'nin aleyhine çok iyi bir kamuoyu oluşturuldu malesef. Herkes hakim oldu, savcı oldu ekranlarda, kararlar verildi ve insanlar inandırıldı.. Artık Aziz Yıldırım Yüce Türk Mahkemeleri'nde aklansa, Fenerbahçe Spor Kulübü aklansa, millet yine bildiğini okuyacak. Vahim olan bu. Vahim olan bu halkın bu kadar kendini oyuncak yapmaya müsait olması...

O zaman şimdi de ben sesleniyorum: Eyyy! Futbol severler...

Nasıl genel seçimlerde bir partiye oy veriyorsun, sonra 5 yıllığına onları, yürütme organı ve yasa koyucu yapıyorsun. 5 yıl boyunca vereceği kararların tamamından memnun kalacağından emin olarak mı oy veriyorsun? Ya da yaptıkları her icraattan memnun kalıyor musun? Peki ne diyorsun? Bir başbakan seçilecek, eğrisiyle doğrusuyla bu ülke yönetilecek. Recep Tayyip Erdoğan'ın Aynı anda 75 milyon kişiyi memnun etmesi mümkün mü?

Aynı şey federasyon başkanı ile ilgili söylenebilir. Aylarca basiretli bir başkan seçilsin, karar vermeye cesareti olan bir başkan seçilsin dendi sürekli... Adam ne yaptı, kutsal savunma haklarının kullanılmasını sağladı ve hukukçulardan oluşan etik kurulu, 25 olan dosya sayısı, 75 olduğu için tekrar inceledi, inceledi... Veee sonuç: Çok şükür sahalar temiz... Teşebbüs var mı? Yok mu? Net değil. Son kararı inceleme yaptıktan sonra disiplin kurulu verecek...

İşte bu sonuç kimseyi memnun etmedi. Yahu kardeşim, "Tüm maçlarda şike yapılmıştır, sahaya da yansımıştır." Şeklinde mi çıksaydı sonuç. O zaman daha mı memnun olacaktınız? Mutlu mu olacaktınız?


Herkes tutturmuş UEFA ne der? UEFA ne dermiş? UEFA ne diyecek kardeşim.. Adamlar iddianameyi iade etti, neden iade etti? Çünkü bu saçmalıklarla dolu iddianamenin içinden çıkamadılar. Etik kurulu raporunu gönderin bize dediler. Kendi iç disiplin kurallarınızı uygulayın dediler. Federasyonumuz, biz inceledik kulüplerimiz suçsuz derse, UEFA hayır suçlu mu diyecek? UEFA ne zaman devreye girer: Etik kurulu kulüpleri suçlu bulur; buna rağmen disiplin kurallarını uygulanmaz ise, işte ozaman hoopp! Dur demeye hakkı olur. Ama ortada böyle bir şey yok ki.

58. Madde değişmiş. Evet değişti. Suça göre orantılı ceza getirildi. Şike yapmakla, teşebbüs halinde kalmasını ayırdı. Dikkatinizi çekerim. Sadece 58. Madde de evrensel hukuk kurallarına uygun olan bir değişiklik yapıldı. Teşebbüs halinde kalan şike ve teşvik sonucuna varıldı biz de onun için 58. Maddeyi değiştirdik demedi.. Belki de teşebbüste ispat edilemeyecek. Bazı şeyler somut delillere dayandırılmadan kimseye suç isnat edilemez. Ama maşallah bizim memlekette herkes hakim oldu karar bile verdiler.

Ayıp, ayıp.. Adamlar bir karar verdi. Saygı duyun, duymuyorsanız susun. Türk Futbolu adına deyip deyipte, Fenerbahçe düşmanlığı yapmak bu sıralar moda oldu... Dün akşam, yine sabahlara kadar, ağızlarındaki salyaları, etrafa saçmaya başladılar... Kardeşim! Bu adamlara güvenip kulüplerimiz seçmedi mi? Uzaydan mı geldi bu adamlar? M. Ali Aydınlar'ı istemeyip istifaya zorlayan sizler değil miydiniz? El insaf...

Gelelim Sadri abi ile Tarbzonspor'un sahneye koyduğu komedi filmine... Trabzonspor'un şike olmadığını bildiği halde, her fırsatta, herkesten kupa istemesi, artık kulübü küçük düşürmeye başlamıştır. Umarım Trabzonspor Yöneticileri bunu bir an önce anlar ve adaletin tecellisini beklemeyi akıl eder. UEFA'ya TFF'yi ve Fenerbahçe'yi şikayet etmek, mektup yazmak, her gazeteye ayrı ayrı kupamızı isteriz demek, yetmedi taraftarı bunun için sokaklarda yürütmek ayıp şeyler... Kupa öyle alınmıyor Sadri... Geçen sezon Fenerbahçe'ye ezilerek sen yenilmedin mi? Fenerbahçe tüm derbilerini kazanmadı mı? Hem sizi hem Galatasaray'ı hem Beşiktaşı'ı yenmedi mi? Bu maçlarda da mı şike vardı? hı?.. Siz daha çoookk "İnce ayarla." Kupa almayı beklersiniz. Evet ince ayarlar yapıldı, ama milyonlarca Fenerbahçe taraftarının kulübünü emsalsiz şekilde bu kadar sahip çıkacağını, bu oyunu tezgahlayanlar tahmin edemediler. Bekleyin ince ayarla kupa gelir gelir bekleyin...

Sadri: "Platini abi ne olur kupamızı verin ne olur allah aşkına, biz bunları yenemiyoruz sahada, ne paramız ne de gücümüz yetiyor, hatta araya ince ayarcı siyasiler soktuk, gene olmadı, bu işi ancak sen çözersin, platini abi, platini abi...''





Galatasaray yönetimine pek bir şey söylemek istemiyorum. Bu süreçte bence sınıfta kalanlardan biri de Galatasaray yönetimi idi. "Ezeli rakip, ebedi dost"muş...Ezeli rakip kısmı tamam da gerisinin hikaye olduğunu anlamış olduk. Siz de UEFA ya mektup yazmaya devam edin..Aman haa hakkınız yenmesin...




Etiketler:
, , , , , , , , , , , , , , , , , , ,


5 yorum:

  1. Merhaba, yazılarınız ve yorumlarınızı çok beğendim sitenizi (bloğunuzu) takibe aldım bende yeni açtığım bloğuma beklerim. Biz bloggerlar birbirimizi yalnız bırakmayalım.. :)

    YanıtlaSil
  2. eyt be! yüreğine sağlık. bu kadar güzel anlatılır.

    YanıtlaSil
  3. sevgili yorumum geldi. sanırım weblog sözlükle en yakından ilgilenenlerdensiniz. öncelikle kutlarım. çok iyi bir düşünce. blogçuların blogçuluk hakkında bilgilerini paylaşması için kurulduğunu düşünüyorum. arada bir girip entry'leri okuyorum keyifle. blogçulukla ilgili olan ve bize bilgi veren entry'ler çok faydalı. ama bakın minik bir katkım veya eleştirim olacak. doğru düşünüp düşünmediğimden de çok emin değilim. sözlüğünüz çok ciddi bir girişim bence. ve çok da uzun soluklu olur umarım. bakın, webloga bir forum eklentisi koysanız ya. blogçular ve blog yazarları orada sohbet edebilir, birbirlerinin bloglarını orada birbirlerine tanıtabilir, feys, twit, tumblr vb. adreslerini de orada paylaşabilirler. ya da sözlükte olamıyorsa bence bloggerların toplanabileceği bir forum hazırlayın. sanki, son günlerde blog yazarlarının birbirlerinin bloglarını tanıttığı ya da aralarında sohbet ettiği, haberleştiği bir foruma dönme tehlikesi var gibi. dedim belki de ben yanlış düşünüyorum. sözlüklerin haberleşme etkinliği var mı bilemedim. eğer yanlış düşünüyorsam bunu da belirtin bana. bence, blogçular değil blogçuluk ile ilgili bir sözlük olduğunu düşünmüştüm. bloglar entrylerle tanıtılabilir elbette. neyse işte aklıma takıldı. yanlışsam da özür dilerim. umarım çok yaygın ve vazgeçilmez bir sözlük olur. belki, çok yeni olduğu için tam oturmamış olabilir henüz. herhalde zamanla çok da etkin ve faydalı olacaktır. kolaylıklar ve başarılar dilerim. yanlış düşünüyoram da bu yorumu unutabilirsiniz. kolaylıklar, saygılar...

    YanıtlaSil
  4. sevindim. olur zamanla oturur. kolay gelsin.
    :)

    YanıtlaSil
  5. @deeptone öncelikle güzel dilekleriniz, düşünceleriniz, eleştirileriniz ve yorumunuz için teşekkür ederim. bahsettiğiniz forum için bir girişimde bulunamayacağım malesef. ancak sözlükte zaten yazarlar arası özel mesajlaşma sistemi mevcut, bu şekilde sohbet edebiliyorlar. blogculuk hakkında entrylerin yazılıp yazılmayacağı yazarların eğilimlerine bağlı. hemen hemen her yazarın nick altında blog adresleri mevcut ve çevrimiçi kısmında yazarların nicklerinin yanında da blog adresleri var. sözlükte forumvari başlık ve entrylerin sıkıntı yaratacağının farkındayız, önlemini alıp biraz daha sözlük formatına ağırlık veriyoruz son zamanlarda. tekrardan teşekkürler. :) iyi bloglar.

    YanıtlaSil

İsviçreli Bilim Adamları ve Troll'ler yazamaz.